Beni Bu Soğuk Havalar Mahvetti...

Sıkılmıştı gün boyu hiçbir şey yapmamaktan.. Ne yapsın..? Yapmaya çalıştığı her şey ters gidiyordu.. O da böyle hissettiği zaman ne yapıyorsa onu yaptı.. En sevdiği yeşil kalemini eline alıp yazmaya başladı..

"20.12.14

Hastayım, hem de çok.. Bir taraftan çalışmam da lazım.. Bugün cumartesi ama o kadar çok sınavım var ki.. Bir taraftan ailemi de özlüyorum.. Eğer ailenizden uzak yaşamıyorsanız anlayamayacaksınız ama telefonda seslerini duyunca gözlerim dolmaya başlıyor; böylece anlıyorum ki burda zamanım dolmuş.. 1 hafta kaldı sadece.. Böyle düşünerek dayanmaya çalışıyorum ama bunu bilirmiş gibi hayat önüme daha fazla engel koyuyor ki vazgeçeyim, sonra da pişmanlık duyayım..
Hayır yapamıyorum.. Hiçbir işe başlayamıyorum.. Uyuyamıyorum da, dinlenemiyorum.. Yazamıyorum da.. Uzun zamandır yazamıyorum.. Can sıkıcı şeyler yazıyorum tabi, canım sıkıldıkça can sıkarım.. Ne var..? Sizin içinizde hiç bencillik yok sanki.. 
Değişmeye başlıyorum.. Önceden tepki vermediğim olaylara çok yoğun tepkiler veriyorum.. Müzik dinleyerek yolda yürümeyi severdim.. Artık çok da sevemiyorum.. İnsanları görüyorum.. Hayvanları da.. Hava öyle soğuk ki.. Hayatımda en çok gözlerimi kaybetmekten korktum.. Bu yüzden karanlıktan da korktum.. Ama bilsem ki görmemek tüm bu mutsuz manzaralara bir son verecek...
Kendimi bildim bileli her zaman sert oldum.. Öfkeli oldum, hem de ufacık şeylere karşı.. Ne var yani..? Siz çok mu mükemmelsiniz..? Peki ya şimdi..? Evet o sakat köpeciğin iyileştiğini görünce tutamadım gözyaşlarımı, ağladım.. Başıma ağrı girene kadar ağladım.. Ne var..? Siz hiç mi duygusal değilsiniz..? 
Bir de şu kurgusal dünyaların beni deliler gibi etkilemesi yok mu.. Bir filmi yıllardır görmediğim arkadaşımı bekler gibi bekliyorum.. O karakterler benim için öyle önemli oluyor ki, onların yerine onlardan daha çok üzülüp daha çok mutlu oluyorum.. Çoğunuza anlamsız gelecek bu.. Aman, sanki siz çok mantıklısınız..
Bir taraftan da mutluyum.. Yılbaşı yaklaşıyor ve ben ailemin yanında olacağım.. Kediler yemek masasına atlamasın diye onları en sevdikleri oyuncakla oynatacağım.. Belki annemle en sevdiğimiz program başlar ve ona gülmekle meşgul oluruz.. Bu sırada o kara şeytan masaya atlayıverir ve en sevdiği yiyeceğe uzanır.. Annem küplere biner tabi, odaya kadar kovalar hayvancağızı.. 5 dakika sonra unutur, 'Nerde Biboşum..?' demeye de başlar.. Evet, ne var, kediye Biboş diye sesleniyoruz.. Siz çok olgunsunuz sanki..
Eh, kalemim tükenmeye başladı.. Dedim size, hastayım işte.. Siz çok mu sağlamsınız..? 
Bugünlük benden bu kadar.. Umarım özlersiniz beni.."

Bugünlük yazma kotasını da doldurmuştu.. Bundan sonra ne yapacağını düşünüyordu.. Eh dediği gibi canı sıkılınca can sıkardı (Aramızda kalsın, onun bu huyunu ben de hiç sevmiyorum).. Bu yüzden bunu paylaşmaya karar verdi.. Ama o öyle her duygusunu açık açık paylaşamazdı ki.. Bu yüzden bilgisayarını açtı ve söze şöyle başladı:

"Sıkılmıştı gün boyu hiçbir şey yapmamaktan...
(...)"

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

30

28 Ocak 2025...

Kin...